6 Ocak 2011 Perşembe

Edebiyat Bilgileri

Bu konuyla nesir ve şiir bilgisini inceleyeceğiz.


Nesir Bilgisi
Cümleler hâlinde ortaya konan sözlerin belli kalıplar içinde sıkıştırılmadığı anlatım türleri olup bunlara kompozisyon türü de denir. Kompozisyon türleri yazılı ve sözlü olmak üzere ikiye ayrılır.


Yazılı Kompozisyon Türleri


Roman
insanların başlarından geçen veya geçmesi mümkün görülen olayların yer ve zaman belirterek bütün ayrıntılarıyla ele alınan uzun yazılara denir.


Romanın ögeleri olay, kişi, çevre ve fikirdir. Bir romanda temel unsur “kişi”dir.


Hikâye
insanları duygulandırmak ve heyecanlandırmak için onların başlarından geçmiş veya geçebilecek olayları sanatlı bir dille ve kısa biçimde anlatan yazılara denir.


Hikâyenin ögeleri olay, zaman ve çevre olmakla birlikte temel unsur “olay”dır.


Masal
Halkın hayal gücünden doğan gerçek dışı ve olağanüstü olaylarla süslü hikâyelere denir.


Hayal ürünü, gerçek dışı ve olağanüstü olayları anlatır. Zaman ve çevrenin belirsiz olduğu masallarda evrensel konular işlenir ve kahramanlar insanüstü nitelikler taşır. Eğiticilik esastır.


Makale
Herhangi bir konuda bilgi vermek, bir konuyu veya düşünceyi açıklamak ya da ispatlamak amacıyla yazılan fikir yazılarına denir.


Makalede temel unsur “fikir”dir. Gazete veya dergilerde yayınlanır.


Fıkra
Günlük olayları özel bir görüş ve düşünceye bağlayarak yorumlayan ciddî veya nükteli fikir yazılarına denir.


Gazete yazıları olan fıkralarda serbestçe seçilmiş güncel konular, sohbet havasında, ispatlamaya kalkmadan fakat bir sonuca ulaşılarak işlenir.


Sohbet
Bir konunun fazla derinleştirilmeden, okuyucuyla konuşuyormuş gibi bir anlatımla yazarın kişisel duygu ve düşüncelerini dile getirdiği fikir yazılarıdır.


Herkesi ilgilendiren güncel konuları, okuyucuyla konuşuyormuş gibi, sıcak ve samimi bir üslûpla işleyen gazete yazılarıdır.


Deneme
Herhangi bir konu üzerinde, kesin yargılara varmadan, özel görüş ve düşüncelerin kanıtlamaya kalkmadan, serbestçe ortaya konulduğu fikir yazılarıdır.


Bir birikime sahip olan yazar, düşüncelerini kendi kendisiyle konuşuyormuş gibi yazar. Temel unsur “düşünce”dir.


Eleştri
Herhangi bir sanat eseri veya sanatçı üzerinde olumlu veya olumsuz görüşlerin ortaya konulduğu, bunların değerleri hakkındaki düşüncelerin belirtildiği, kısacası bir yargıya varıldığı yazılara denir. Tarafsız olunmalıdır.


Gezi
Gezilip görülen yerlerle ilgili bilgi, gözlem ve anıları yansıtan yazılara denir.


Gezilen yerlerdeki insanların yaşamı, gelenek görenekleri, o yörenin tarihî, coğrafî ve ekonomik özellikleri anlatır. Gerçeklere dayanmalıdır.


Anı
Bir kimsenin kendisinin yaşadığı ya da tanık olduğu olayları sanat değeri taşıyan bir üslûpla anlattığı yazılardır.


Günlük
Ne gün yazıldığını hatırlamak için tarih atılan, çoğu zaman her günün sonunda olup bitenin sıcağı sıcağına anlatıldığı, olaylarla ilgili yorumlar değerlendirmeler yapıldığı yazılardır.


Yazılan defterlere “günlük” veya “günce” denir.


Günlük günü gününe yaşarken, anı ise yaşadıktan sonra akılda kaldığıyla yazılır.


Biyografi
Bir kimsenin özellikle insanlığa çeşitli yararları dokunmuş ünlü kişilerin hayatlarını anlatan yazılara denir.


Biyografilerde kişinin yaşadığı dönem, çevresi, hayat şartları, eserleri, düşünce yapısı, kişiliği ve yaptığı işler tarafsız ve gerçeklere dayanarak kronolojik bir sıraya (tarih sırası) göre işlenir.


Mektup
Genel anlamda mektup, birbirinden uzakta bulunan kişilerin duygu, düşünce, istek, dilek ve olayları duyurmada başvurdukları bir yazıdan oluşan haberleşme aracıdır.


Herhangi bir düşüncenin, görüşün veya bir tezin savunulması halka duyurulması amacıyla gazete ve dergilerde yayınlanan edebî metkuplar da vardır.


Tiyatro
Hayatta yaşanmış ve yaşanması mümkün olayları sahnede canlandırmak için yazılan eserlere denir.


Diğer yazı türlerinden farkı somut olmasıdır.


Fabl
insan dışındaki bitki, hayvan gibi canlı varlıklara ve eşya gibi cansız varlıklara insan kişiliği vererek, onları konuşturarak başlarından geçen olayları bir ibret dersi verecek biçimde anlatan yazılara denir.


Sözlü Kompozisyon Türleri


Konferans
Bir konuya açıklık kazandırmak veya bir konuda bilgi vermek amacıyla bilim, sanat ve fikir adamlarınca salonlarda dinleyicilere karşı yapılan öğretici, hazırlıklı konuşmalara denir.


Açık oturum
Toplumun tümünü yakından ilgilendiren bir konunun, belirli bir sürede bir başkanın yönetiminde, yetkili kişilerce, sırayla, çeşitli yönlerden tartışılmasına ve incelenmesine denir.


Panel ve Forum
Bir konunun karara varmaktan çok, çeşitli yönlerden aydınlatılması için, küçük bir topluluk önünde bir sohbet havası içinde tartışılmasına “panel” denir. Panel sonunda tartışma dinleyelere de geçerse tartışma “forum” hâlini alır.


Sempozyum
Bir konu üzerinde değişik kişiler tarafından belirli bir sürede yapılan seri konuşmalara denir.


Nutuk
Bir topluluğa heyecan vermek veya belirli bir düşünceyi aşılamak için yapılan konuşmalara denir. Diğer bir adı da “hitabet”tir.


Nazım Bilgisi
Duygu, düşünce ve istekleri ölçülü, ahenkli bir biçimde iletmeyi amaçlayan anlatım yoludur.


urları


Vezin
Sözün birtakım bölümlere ayrılarak her bölümünün hece sayısında ya da hem sayı hem de hecelerin açıklık kapalılık, uzunluk kısalık yönünden denkliğidir. iki tür vezin (ölçü) vardır. Bir de ölçüsüz şiirler vardır. Bunlara serbest tarzdaki şiirler de diyoruz.


Hece ölçüsü
Dizelerdeki hece sayısının denkliğine dayanan ölçü türüdür. Parmak hesabı da denen bu ölçü, Türklerin ulusal ölçüsüdür. Bu ölçünün esası hece sayısındaki denklik olup bu sayısal denklik o dizenin kalıbını da verir.


Kalıp, şiirin bütün mısralarında kullanılan ortak ölçüdür.
Bu sayısal denkliğin söyleyişte tek düzeliğe yol açmaması için her kalıp iki ya da daha fazla bölümlere ayrılarak okunur. Bu bölümlere durak denir.


Mert da ya nır, na mert ka çar


1 2 3 4 5 6 7 8


Mey dan güm bür güm bür le nir


1 2 3 4 5 6 7 8


Şah lar şa hı di van a çar


1 2 3 4 5 6 7 8


Di van güm bür güm bür le nir


1 2 3 4 5 6 7 8


Yukarıdaki dörtlüğü oluşturan her bir mısradaki heceler sayıldığında mısraların 8’er heceden oluştuğu görülmektedir. Bu mısralar okunurken her 4 heceden sonra bir nefes almak için durulur. Bu bölümlere de durak denir. Dörtlükteki duraklar bölüm (/) işareti ile gösterilmiştir.


Durak, sözcükler bölünerek yapılmaz, sözcüklerden sonra yapılır. Yukarıdaki dörtlük 4 + 4 = 8 heceden oluşan bir hece kalıbıyla yazılmıştır. Altıncı heceden sonra durak yapılmıştır.


Hece ölçüsünde bu kalıbın dışında 7’li, 8’li … gibi başka kalıplar da kullanılır.


Aruz ölçüsü
Hecelerin uzunluk ve kısalık değerlerine göre çeşitli ses kalıplarından oluşan bir tür şiir ölçüsüdür. Araplar bulmuştur.


Bu konuyu lisede göreceğinizden burada ayrıntılara girmeyeceğiz.


Serbest tarz
Aslında bu bir ölçü çeşidi değildir. Şiirlerde hece ölçüsünün dikkate alınmaması ile serbest tarz karşımıza çıkmaktadır.


Düşün bir kere çiçek içindesin


Bir kız alıp göğsüne takmış


Düşün bir kere meyve vermişsin


Çocuklar üstüne çıkmış


Yukarıdaki dörtlüğün birinci dizesi 11, ikinci dizesi 9, üçüncü dizesi 10, dördüncü dizesi ise 8 heceden oluşmuştur. Dolayısıyla belli bir hece kalıbıyla yazılmamıştır. Aruz kalıbıyla da yazılmadığına göre bu dörtlük serbest yazılmıştır. Yani ölçüsü yoktur.


Redif
Şiirlerdeki dizelerin sonunda bulunan, anlamları ve görevleri aynı olan eklerin, kelime veya kelime gruplarının tekrarına denir. Kafiyede ses birliği varken, redifte görev ve anlam birliği vardır.


Evcilik oynardın telli duvaklı


Ben uzaktan seyrederdim, meraklı


Yıldızlardan inme bir gül yanaklı,


Seni bekliyorum o gün bugündür.


Bu dörtlükteki mısraların sonunda yer alan “duvaklı”, kelimelerinde bulunan “-lı” sesi isimden isim yapma eki olduğundan yani görev ve anlamları aynı olduğundan rediftir. Bu kelimelerdeki “-ak” sesleri görev ve anlamları aynı olmayan fakat ses birliği bulunan unsurlar olduğu için kendi aralarında “kafiye” oluşturur.


Kafiye
En az iki dize sonundaki kelime ve eklerde bulunan ses benzerliğidir. Kafiyeyi oluşturan unsurların yazılışları ve okunuşları aynı, anlamları ve görevleri ise farklıdır.


Ölüm akla gelmez insan sevince


Sonunu düşünmez inceden ince


Ne gündüzün gündüz ne gecen gece


Seni bekliyorum, o gün bugündür


Dörtlükte “sevince, ince ve gece” sözcüklerindeki “-ce” sesleri kafiyeyi oluşturmaktadır.


Kafiye Türleri
Kafiyeyi oluşturan seslerin sayısına göre kafiye türleri dörde ayrılır:


Yarım Kafiye
Mısra sonlarındaki tek ses benzerliğine dayanan kafiye türüdür.


Çiçek açar dal verir


Kimi uzar, birbirine el verir


Kimi meyve verir kimi gül verir


Ağaç üstünde dillenir kuşlar


Dörtlükte bulunan “verir” sözcükleri rediftir. Dörtlükteki “dal, el ve gül” sözcükleridindeki “-l” sesleri ise yarım kafiyeyi oluşturur.


Tam Kafiye
Mısra sonlarındaki iki ses benzerliğine dayanan kafiye türüdür.


Kalbimiz çırpınır yurdu andıkça


Gözlerde zaferin nuru yandıkça


Üstünde bu bayrak dalgalandıkça


Gönlümüz rahattır toprak altında


Bu dörtlükte bulunan “andıkça, yandıkça ve dalgalandıkça” sözcüklerindeki “-dıkça” ekleri zarf fiil ekidir. Yani görev ve anlamları ayrı olduğundan rediftir. Bu sözcüklerdeki “-an” sesleri ise sadece ses benzerliğinden oluştuğu için tam kafiyedir.


Zengin Kafiye
Mısra sonlarındaki ikiden fazla ses benzerliğinden oluşan kafiye türüdür.


Yıllarca gurbetle çektiği çile


Canlanır yeniden gelerek dile


Aksini arayan birkaç ah ile


Göğsü boşalırken gözleri dalar


Dörtlükte bulunan “çile, dile ve ile” kelimelerindeki “-ile” sesleri (üç harften oluşmuş) zengin kafiyeyi oluşturmuştur.


Cinaslı Kafiye
Mısralardaki anlamları ayrı, fakat yazılışı ve okunuşları aynı olan (sesteş) iki sözün mısra sonunda kullanılmasına cinaslı kafiye denir.


Dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç


Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç


Beyitte birinci “geç” kelimesi “zaman, vaktin ileri olması” anlamında ikinci “geç” kelimesi ise “sürmesi, devam etmesi” anlamında kullanılmış farklı iki sözcüktür. “Yazıma” sözcükleri yazılış ve okunuşları aynı; fakat anlam ve görevleri farklı olduğu için cinaslı kafiyeyi oluşturmuştur.


Kafiye Örgüsü
Bir mısranın hangi mısra ile kafiyeli olduğunun gösterilmesine kafiye düzeni denir. Kafiye düzeninde her mısra bir çizgiyle, kafiyeler de harflerle gösterilir. Üçe ayrılır.


Düz Kafiye
Birinci mısra ile ikinci mısranın, üçüncü mısra ile de dördüncü mısranın birbirleriyle kafiyeli olmasıdır. aabb şeklinde gösterilir.


Kandilli yüzerken uykularda


Mehtabı sürekledik sularda


Bir yolcu parıldayan gümüşten


Gittik bahs açmadık dönüşten


………. a


………. b


………. b


………. a


Çapraz Kafiye
Birinci mısra ile üçüncü mısranın, ikinci mısra ile de dördüncü mısranın birbirleriyle kafiyeli olmasıdır. abab şeklinde gösterilir.


Gurbet o kadar acı


Ki ne varsa içimde


Hepsi bana yabancı


Hepsi başka biçimde


Sarma Kafiye
Birinci mısra ile dördüncü mısranın, ikinci mısra ile üçüncü mısranın birbirleriyle kafiyeli olmasıdır. abba şeklinde gösterilir.


Her şey yerli yerinde bir dolap uzaklarda


Uzakda bir ruh gibi gıcırdıyor durmadan


Bir şeyler hatırlıyor belki maceramızdan


Kuru güz yaprakları uçuşuyor rüzgârda


Bunların dışında a a x a şeklinde oluşan “mani” kafiye şekliyle, a a a b şeklinde oluşan “koşma” kafiye şekli de vardır.


Şiir Türleri
Konularına göre şiirler beşe ayrılır.


Lirik Şiir
içten gelen heyecanları coşkulu bir dille anlatan duygusal şiir türüdür.


Bu nasıl ayrılık, bu nasıl veda


Gözlerin kal diyor, dudakların git


Bakışın anahtar gözlerin kilit


Ellerin aç diyor, dudakların git


dörtlüğü lirik bir şiirdir.


Epik Şiir
Savaş, kahramanlık ve yiğitlik gibi konuları coşkulu bir anlatımla işleyen şiirlere denir.


Dadaloğlu’m yarın kavga kurulur


Öter tüfek davlumbazlar vurulur


Nice koç yiğitler yere serilir


Ölen ölür kalan sağlar bizimdir


dörtlüğü epik şiirdir.


Didaktik Şiir
Belli bir düşünceyi aşılamak ya da belli bir konuda öğüt, bilgi vermek, ahlâkî bir ders çıkarmak amacıyla öğretici nitelikte yazılan duygu yönü zayıf şiir türüdür.


ilim, kula açılmış bir kucaktır;


Aydınlıktır, meşaledir, ocaktır.


ilmin yüzü samimidir, sıcaktır;


Cehaletin yüzü soğuk, buz oğul


dörtlüğü konusuna göre didaktik şiirdir.


Pastoral Şiir
Doğa güzelliklerini, orman, yayla, dağ, köy ve çoban yaşamını ve bunlara duyulan özlemleri anlatan şiir türüdür.


Sarı, yeşil, mavi renk renk


Çiçekler açmış ovada


Kelebekler benek benek


Dolaşıyorlar orada


dörtlüğü konusuna göre pastoral şiirdir.


Satirik Şiir
Toplum hayatındaki aksayan yönleri, düzensizlikleri, insanın değişik konulardaki eksikliklerini ve hatalarını eleştiren şiir türüdür.


Bir vakte erdi ki bizim günümüz


Yiğit belli değil, mert belli değil


Herkes yarasına derman arıyor


Deva belli değil, dert belli değil


dörtlüğü konusuna göre satirik şiirdir.


Edebi Sanatlar
Anlatıma güzellik ve çekicilik katmak amacıyla kullanılan sanatlardır. Şiirlerin iyi anlaşılabilmesi için söz sanatlarının bilinmesi gerekir.


Benzetme
Aralarında çeşitli yönlerden iki bulunan iki şeyden benzerlik bakımından güçsüz olanı, nitelikçe daha üstün olana benzetmektir.


“Aslan gibi güçlü askerlerimiz var.”


Benzeyen Ben. Ben. Benzeyen
edatı yönü


Bu örnekte olduğu gibi benzetmenin dört unsuru vardır.


Benzeyen
Benzetmenin temel unsurudur. Yukarıdaki örnekte “askerler” benzeyendir. Niteledikçe zayıf olandır.


Benzetilen
Benzetmenin diğer temel unsurudur, Yukarıdaki örnekte “asla” benzetilendir. Nitelikçe güçlü olandır.


Benzetme yön
Benzeyenle benzetilen arasındaki ilişkidir. Yukarıdaki örnekte arslan ile askerler arasındaki “güçlülük” ilişkisi kurulmuş.


Benzetme edatı
Benzetmelerde kullanılan “kadar ve gibi” edatıdır.


Kişileştirme
insan dışındaki varlıklara, insan özelliği vermeye denir.


Karnın yardım kazmayınan belinen


Yüzün yırttım tırnağınan elinen


Yine beni karşıladı gülünen


Benim sadık yarim topraktır.


Bu dörtlükte “toprak” kişileştirilmiştir.


“Dağlar uyuyor, günün yorgunluğunu atıyor.”


cümlesinde “dağlar” kişileştirilmiştir.


Konuşturma
insan dışındaki varlıkları konuşturma sanatıdır. intak olan yerde doğal olarak teşhis vardır.


Çilek der ki vişneye git


Tatlı ekşiliği sonsuz


Başka bir ülkedir sanki


Vişne benim en sevdiğim


Bu dörtlükte “çilek” konuşturulmuştur.


Gurbet bile benden bıktı: “Düş yakamdan artık.” dedi.


Bu cümlede de gurbet konuşturulmuştur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder