25 Ocak 2011 Salı

Granitin Yapı Taşı Olarak Kullanılması ve Türkiye’deki Yatakları

Granit, bileşiminde % 10 – 40 arasında kuvars % 30 – 60 arasında alkali feldispat, % 35 kadar mika ve %10 35 arsında koyu renkli mineral bulunduran açık renkli, asidik bileşimli derinlik kayaçlarına denir. Ticari anlamda ise granit, hemen her bileşimde derinlik kayacını içine alan çok geniş bir kayaç grubu için kullanılmaktadır. Piyasada granit , gnays, siyenit, kuvars monzonit, granodiyorit, kuvarslı diyorit, diyorit gibi açık renkli kayaçlara granit terimi ortak bir isim olarak kullanılırken ,gabro, diyabaz, anorzotit ve proksenitlere denilmektedir.


Granitler, ihtiva ettikleri minerallerin karakterlerine göre gruplara ayrılırlar. Tanelerin büyüklüğü, her granitte farklıdır. Buna göre , ve denir. Renkleri ise feldispatınkine göre isim alır, fakat kuvars hornblend ve mika miktarı fazla olduğu takdirde, renge tesir ederler; beyaz, açık gri, koyu gri, pembe, kırmızı ve zeytin yeşili gibi adlar alır.


Tipik bir granitin özgül ağırlığı 2.6 2.8 gr/cm, gerçek prozitesi % 0.4 – 1.5 basınç mukavemeti 1600 3300 kg/cm , aşınma mukavemeti 5 8 kg/cm tür. Sertliği ise içindeki minerallere bağlıdır ve 6.5 olarak kabul edilmelidir.


GRANİTİN KULLANIM ALANLAR
Granit, piyasada kırma taş (mıcır) ve blok taş olmak üzere iki şekilde tüketilmektedir. Kırma taş olarak başlıca yol yapımında ,beton harcı içinkum şeklinde, tren yolu balastı olarak, kuyu çakıllamalarında filtrasyon tabakalarının hazırlanmasında, dalga kıranlarda ve baraj dolu savaklarında kullanılmaktadır. Blok taş olarak çıkartılan granitler ise anıt, abide ve mezartaşlarını yapımında, binalarda temel blukları, sütun ve basamak taşları olrak, yollarda kaldırım taşı ve döşeme taşı olarak değerlendirilmektedir. Kırma taş üretiminde granitin çok belirgin özelliklerinin olması aranmaz ve işletmeciliği daha basittir. Blok taş üretilecek granitlerde ise kayacın yapısal özellikleri çok önemlidir.


Yarık, çatlak ve faylanmalara bağlı süreksizlik düzlemlerinin blok üretimini etkilemeyecek kadar geniş aralıklı olması veya bunların ikincil minerallerle yeterli sağlamlıkta doldurulmuş olması gerekir. Birçok granit kütlesinde ilksel soğuma veya yüzey aşınmasına bağlı olarak azalan litostatik basınca karşı ortaya çıkan rahatlama kuvvetlerinin etkisi ile topoğrafik yüzeye paralel çatlak veya yapraklanma sistemleri gelişmektedir. Ayrıca granitlerde yanal genişleme özelliği fazla olduğundan, işletme sırasında oluşan boşluklara doğru kayaç genişlemektedir. Buna bağlı olarak yeni çatlaklar gelişmekte, sondaj maktapları sıkışmakta veya açılan sondaj delikleri kapanmaktadır. Blok taş üretiminde bu özelliklerin de göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
Kırma Taşın Özellikleri


Kırma taşta aranan en önemli özellikler dayanıklılık( parçalanma,kırılma ve kimyasak etkilere karşı direnç ) , sertlik( aşınmaya karşı direnç ) ve sağlamlıktır ( donma çözünmeye karşı direnç ). Dayanıklılık ve sertlik kırma taşın kalitesini yükseltmesine karşın, işletme masraflarını oumsuz yönde etkilemektedir. Ayrıca, kırma taş üretimi girdilerinin en önemlilerinden biri nakliye oldukları için kırma taş ocaklarının tüketim alanlarına yakın olması gerekmektedir.


Blok Taşın Özellikleri
Granitin rengi bünyesinde ki kuvars ve feldispat miktarı ile kontrol edilmeltedir. Genellikle pembemsi gri ile koyu kırmıızı arasında değişen renkler gösteririler. Biyotit ve hornblend oranına bağlı olarak ta renk açık griden koyu griye kadar değişir. Bu durumda feldispat oranı azalacağından kırmızı tonun etkisi düşüktür. Labrodorun yanar döner renk vermesi siyah granitler de ( anortozit ) yaygın bir özelliktir. İşletilen bir ocakta granitin renk değişiminin fazla olmaması, ürünlerin tanıtımı ve pazarlanması bakımından fayda sağlar.


Granit bileşimine giren ana minerallerin sertliklerinin yüksek olması hem ocak üretimi sırasında, hem de kesme , düzeltme, perdahlama ve parlatma işlemleri sırasında maliyeti önemli çlçüde yükseltir. Ancak elde edilen ürünlerin basınç,çarpma ve şınmaya karlşı dayanıklı olması bu dezavantajlarının ortadan kaldırmaktadır.


Blok taş olarak işletilen granitlerin fazla iri kristalli olmaması ve kristal boyunun monoton dağılımlı olması, mineral kümeleri, yan kayaç parçaları, aplit veya pegmatiti damarları gibi doku bozukluklarının bulunmaması, minerallerinin her tarafta yaklaşık eşit oranlarda dağılmış olması istenir. Gnayslar da ise bantlı yapılar ve bu bantların kıvrımlı yapıları desen oluşturduğundan aranan bir özelliktir.


GRANİTİN İŞLETME YÖNTEMLERİ
Taş ocağı işletme yöntemleri bulunduğu yere göre farklılıklar gösterir. Granitin bulundugu alan tepe şeklinde ise yandan girerek basamak oluşturmak gerekir. Eğer topoğrafya düzse,işletme derine doğru inilerek yürütülür. Bu derinlik bazı işletmelerde 100 m yi geçmektedir.


İşletmeye başlamadan önce, granitin üzerinde bulunan toprak örtü yüzey alterasyonundan etkilenmiş kısım kaldırılmalıdır. Ayrıca rahatlama genleşmesimnden doğacak zorlukların önlenmesi içn 1-1.5 m genişliğinde kanallar açılır. Blok çıkarma işlemi içn çatlak sistemlerinden faydalanılabilir.Bu çatlaklar yeterli değil ise blok genişliğindeki hatlar boyunca açılan sondaj deliklerinde hafif patlatmalar yapılarak bloklar ana kütleden kopartılır. Diğer bir metodta blok kenarlarının tel testerelerle kesilmesidir. Bu metod diğerlerine göre daha pahalı fakat daha verimlidir.


Kapıdağ graniti
Kapıdağ yarımadasının batısındaki Ocaklar köyünden ve daha batıdaki Tavşan adasından çıkarılan gri renkli, ufak taneli, amfibollu granitler çok eskiden beri İstanbul ve civar vilayetlerde parkeve bordür taşı olarak kullanılmaktadır. Bilhassa Ocaklar köyü civarında bulunan büyük ocaklarda standart büyüklükte hazırlanan taşlar M armara denizi etrafındaki şehirlere gönderilmektedir. Türkiye nin en büyük granit ocakları burada bulunmaktadır.


Yarımadanın doğu ve batısındaki kristalin şistler arasında büyük iki granit masifi bulunmaktadır. Doğudaki granit masifi Bandırma körfezindedir ve uzun ekseni 15 km yibulan bir elips şeklindedir. Buradaki granitler ufak ve orta taneli, gri renkli, biyotitli ve amfibollüdür. Masifin kuzey batısında amfibollit fillit ve mermerlerden ibaret kontak taşları, mermerlerin temas yerlerinde de kontak mineralleri bulunmaktadır.granitlerin içinde aplit, pegmatit ve kuvars filonlarile bazı yerlerde kuvarslı stibin ( antimonit ) damarları görülür.


Yarımadanın batısındaki granit mafisi orta ve iri taneli koyu gri renkli , amfibollü ve fazla biyotitlidir. Bilhassa bu kısımda irili ufaklı , magmanın hazmedilmemiş , göz göz, koyu renkli otolitleri iyi görülür. Yarımadanın batısındaki Koyun, Marmara, Avşar ve Eğinlik adalarında da aynı özellikleri haiz granitler mevcuttur.


Kapıdağı granit kütlelerinin Hersinien hareketleri esnasında daha eski formasyonların içersine nüfüz ettiği kabul edilmektedir.


Kapıdağ granitlerinin bazıları içinde kuvars gözle görülmeyecek derecede azdır, bundan dolayı sokaklardaki parke taşları az zaman zarfında aşınmakta ve sahten cilalanmaktadır. Parkeli yokuşlarda atların kaymaması için vaktile taşların üstleri oluk şeklinde yontulmuştur ki, bu çeşit parkelere istanbulun bazı sokakların da hala rastlanmaktadır.


Kazdağ (Edremit) Graniti
Ocakları Erdemit in 5 km kuzeyinde ereli köyünün Armutlu sırtlarındadır. Amfibollü bir granit olan bu taşın içinde iri ve parlak hornblend billurlarile feldispat ve iri kuvars parçacıkları çok iyi görülür. Kapıdağı granitine pek benzeyen bu taş Edremit ve civarında parke ve bordür taşı olarak kullanılmaktadır.


Uludağ ( Bursa )Granit
Bursanın güneyinde, Uludağ da, Karabelen, Kirazlıyayla,Bakacık ve batı zirve arasında büyük ve Kapıdere yaylası civarında da küçük birer granit kütlesi mevcuttur. Büyük, granit kütlesi, şisti mermer (Sipolen), gnays ve amfibolitlerle temas halindedir. Granitler zirve arasında tipik aşındırma şekilleri, kuvars, pegmatit ve aplit damarları ile dikkat çeker.


Burada bileşim bakımından birbirinden farklı iki tip granit mevcuttur. Biri kenar graniti olup rengi açık, orta ve iri taneli, kuvars ve ortoklazı çok , biyotiti nispeten az, damar ve çatlaklar fazladır. Diğeri ise çekirdek graniti olup ufak taneli, fazla plajıoklaslı, 1/3 nispetinde kuvarslı, biyotitli ve muskovitli, az damarlı ve çatlaklıdır. Bu sonuncu daha ziyade bir granadiyorittir.


Jeolojik yapı bakımından Uludağ granitinin Antekambrin e veya Paleozoyik (Hersinien) e ait olduğu kabul edilmektedir.


Karabelen ile kirazlı yayla arasından şose civarından ve 28-29km arasında, Fethiye ve kizik köyleri ile kaplıkaya mevkiinde bulunan ocaklardan çıkartılan granitler, yollarda parke ve bordür taşı olarak kullanılmaktadır. Son zamanlarda yeşil türbe etrafındaki inşaatta ve maliye binasının temellerinde bu granitlerden istifade edilmiştir.


Armutlu graniti
Armutlu yarımadasının güney ve kuzeyinde 2 granit kütlesi mevcuttur. Bunlar güneyde Kapaklı-Fıstıklı, kuzeyde Karlı dağı granitleridir. Elipse yakın bir şekilde aflörman veren bu granitlerin büyük eksenleri doğu batı doğrultusundadır. İstanbul a yakınlığı çıkarılmasının kolay olması ve ocaklarının sahilde bulunmasıyla Armutlu graniti Kapıdağ graniti kadar kullanılan bir taşdır. Amfibollü bir granit olan Fıstıklı granitinin ocakları Armutlu iskelesi – Kapaklı Selimiye – Mecideye köyleri arsında bulunmaktadır. İnce kristalli olan bu taşın ince kesitinde : ortoz , kuvars , hornblent ve manyetid görülmüştür. Malzeme laboratuvarında yapılan tecrubelere göre basınç mukavemeti ortalama 1463 kg/cm2 bulunmuştur. Yarımadanın kuzeyindeki Karlık dağı granitinin ocakları ise Katarlı-Büyük Karlık dağı- Teşvikiye ve Yukarı Kocadere köyleri arasında bulunmaktadır. Bu taş içerisindeki feldispatın pembe ve beyaz renkli olması ve hornblendin fazla bulunması ile dikkati çekmektedir. Sathan ayrışarak kalın bir aren tabakası meydana getiren bu granitin üzerinde doğu kısımlarda nümülitli kalker tabakaları yataya yakın bir durumda bulunmaktadır. Burada yeni ocaklar açıldığı takdirde kırmızı renkli bir granit çıkarılabilir ve kaplama işlerinde kullanılabilir.


Çavuşbaşı ( İstanbul ) graniti
Bu granit kütlesi İstanbul Boğazı, Anadoluhisarı nın 7km doğusunda Alem dağının batısında, Çavuşbaşı çiftliği civarında bulunmaktadır. Çapı 5km yi bulan daire şeklindedir. Taş anfibollü bir granittir içinde kuvars, feldispat, biyotit ve hornblent mineralleri bulunur. Biyotit miktarı diğer bölgelerdeki anfibollü granitlere nispetle daha fazladır. Son zamanlarda yapılan mikroskobik incelemeler, taşıyan bir granodiyorit olduğunu meydana çıkarmıştır. Çavuşbaşı graniti parke taşı yapımına elverişli olup vaktiyle işletilmiştir. Bugün ise terk edilmiş bir durumdadır, son zamanlarda yeniden istifade edilmeye başlanmıştır.


Sancaktepe (Gebze) graniti
Kocaeli yarımadasında, Gebzenin kuzeyinde Balçık-Orhanlı köyleri arasında bulunur; büyük çapı 15km olan kuzey güney doğrultusundaq uzanan elips şekilli bir kütledir. İçinde pembe ve beyaz renkli iki türlü feldispat, kuvars ve az miktarda, kısmken rengini değiştirmiş, biyotit mevcuttur. Hakim olan pembe renkli feldispat ortos; beyaz renklisi ise plajioklaz (oligoklaz) dır. Granit kütlesi bazı yerlerde aplit, pegmatit ve kuvars damarlar ile kesilmiştir. Satıhta ayrışım tesriyle pas renkli aren meydana gelmiştir. Siliruen ve Devonien formasyonlarını delip metemorfize eden ve apofizlerini bunların içine gönderen Gebze granitinin yaşının Hersinien sistemine ait olduğu zannedilmektedir. Ayrışmamış kısımlarının sert ve yoğun olmasına, aflörmanlarının İstanbul-İzmit şosesi üzerinde bulunmasına rağmen, bu granitten şimdiye kadar istifade edilmemiştir. İşletildiği taktirde parke taşı imaline yarıyacağı gibi renginin hususiyeti dolayısıyla süs taşı olarak kullanılabilir.


Kestanbol (Çanakkale-Ezine ) graniti
Çanakkale nin güneyinde, Ezine kazasının batısında, Kestanbol Bergaz Yaylacık köyleri arasında bir granit kütlesi mevcuttur.
Kristalen şist ve kristalize kalkerlerle çevrili bulunan bu granitin bir çok maden görülmektedir.Burada iki tip granit mevcuttur. Biri gri renkli hornblendli olup, ortoklaz , az miktarda plajioklaz, kuvars, biyotit ve tali olarak piroksen, titanit, apatit, zirkon ve demiroksit ihtiva etmektedir. Bu tip granitten çok miktarda parke yapılmaktadır. Bu suretleher yıl 8-10 milyon parke taşı kamyonlarla Odunluk iskelesine taşınmakta ve buradan Çanakkale ve İzmir e sevkedilmektedir.


Koçali köyü cıvarında bulunan ve halkın Pembe taş dedikleri granit porfiri yapılıdır. Sağlam hoş manzaralı ve güzel renkli olan bu porfiri yapılı granitlerden çok eski zamanlardan beri sütünlar yapılmaktadır. Koçali köyünün batısında yeşil taşlar mevkiinde, eskiden hazırlanmış 1.70m çapında ve 12.5m uzunluğunda yekpare yedi sutun bugun metrük bir vaziyette durmaktadır. İstanbul camilerinde görülen pembe renkli ve iri ortozlu, porfir yapılı granitlerin Kestanbul civarından çıkarıldıgına hiç şüphe yoktur


Trakya granitleri
Granit plütonları Trakya da, Çatalca civarında, Kırklareli nde ve Edirne vilayetlerinde bulunmaktadır. Bu sonunculara kristalen şistlerle beraber Istranca masifi adı verilmektedir.


Çatalca graniti
Büyükçekmece gölünün 1,5 Km. batısında, uzunluğu 6 Km yi bulan güneydoğu-kuzeybatı doğrultusunda ince bir şerit halinde uzanan bir granit lakoliti vardır. Bundan başka Çatalca civarında ve Çatalca nın 8-14 km kuzeyinde serpilmiş bir halde bulunan üç granit çekirdeği daha mevcuttur. Etrafında çeşitli kristalen şist ve grenalı mermerler bulunan Büyük Çekmece gölü yakınındaki bu granit, vaktiyle işletilmiş ve İstanbul sokakları parke taşı olarak kullanılmıştır. Son zamanlarda Çatalca granit kütlesinin muhtelif yerlerinde taş ocakları açılmıştır. Bilhassa askeri tahkimatta bu ocaklardan çıkarılan granitlerden çok faydalanılmıştır. Çatalca granitlerinin yaşı Hersinien olarak kabul edilmektedir.


Istıranca granitleri
Gnays, mikaşist, fillat, kuvarsit ve mermerlerden müteşekkil olan Istıranca masifi yeryer granit intrizyonları tarafından katedilmiştir. Bunlardan birincisi Karadeniz sahilinde İğne Adanın 5 km kadar batısındaki Demirköy graniti, ikincisi Kırklareli nin 2 km kuzeyindeki Kırklareli graniti, üçüncüsü ise Lalapaşa nın 4 km kuzeyinde bulunan Hazarbeyli granitleridir. Bu üç granit kütlesinden başka hudut boyunca yeryer granit aflömanları veren (Karaca da, Dereköy, Karapınar vs) intrüzyonları mevcuttur. Hazarbeyli ve Dereköy granitleri mermerleri kat etmektedir.
Istıranca masifinin en büyük kütlesini Demirköy graniti teşkil etmekte olup; biotit ve bilhassa manyetik bakımından pek zengin olan bu granitin ayrışması ile manyetik kumlar husule gelmektedir, bu kumlar demir madeni olarak işletilmiştir. Kırklareli graniti diğerlerine nispetle fazla amfiböllüdür.
Istıranca granitleri bazı yerlerde strüktür bakımından gnaysi granit halindedir. Bundan dolayı bir çok yerlerde granit ve gnays aflörmanlarının sınırlarını tayin etmek güçtür. Bunlar Hersinien den önceki orojenez safhasında kıvrılmış olan formasyonlar içinde olup kıvrımları kesmişlerdir.
Hazarbeyli granitindeki pembe renkli ortoz billûrları pek büyüktür. (10-15 cm) Ortozların bu derece büyük olması seramik endüstrisi bakımından önemli olup son zamanlarda bu granitlerin içersinde nadir minaraller aranmış ve bazı emareler bulunmuştur.


Eskişehir (Sivrihisar) graniti
Eskişehir in güneydoğusunda Sivrihisar kazası civarında bulunan granit feldispat (ortoz) ve amfibol (hornblent) ten ibarettir; kuvars gözle görülemiyecek derecede az olu varlığı mikroskopla tesbit edilmektedir. İri billûrlu ortoz kristallerinde karlspat ikizlikleri gözle seçilebilmektedir. Bu taş beyaz-gri renkli, fazla hornblentli, amfibollu bir granittir. Az miktarda kuvars ihtiva etmesi dodayısile bu taşa kuvarslı siyenit adı verilmektedir.


Kırşehir graniti
Kırşehir – Gülşehir Akdağ Yozgat Köprüköy arasındaki geniş sahada gri renkli bir granit kütlesi mevcuttur. Yer yer iri feldispat kristallerini ihtiva eden bu granit içinde 2-3 cm uzunlukta, ikizli feldispat kristalleri, kuvars, hornblent ve biyotit görülmektedir.
İri ortozlu olan bu granitlerin son zamanlarda yapılan petrografik tayinlerine göre granodiyorit oldukları anlaşılmıştır.
Bu granitler mermer ve kristalen şistleri kesmektedir. Civarlarında, silimanit, grena, diopsit vs gibi kontakt mineralleri ihtiva eden taşlar bulunmaktadır.
Geniş bir saha kaplayan bu granit kütlesinden ancak mevzii olarak istifade edilmekte ve yer yer binalarda yapı taşı olarak kullanılmaktadır.


Gümüşhane graniti
Gümüşhane şehri civarında büyük çapı takriben 15 kilometreyi bulan elips şekilli bir granit kütlesi mevcuttur. Taş, içinde fazla miktarda kırmızı ortoz billûrlarının bulunması ile dikkati çekmektedir. Kütlenin bazı yerlerinden alınan numuneler tamam ile kırmızı ortoz ve kuvars billurlarından ibaret olup bunlar arasında pek seyrek olarak kısmen ayrışma uğramış yeşil renkli hornblentlere rastlanmaktadır. Bazı kısımlarda fazla miktarda amfibol kristalleri bulunur ve taş tamam ile Mısır graniti andırır. Taşın rengi açık kırmızıdan koyu kırmızıya kadar değişir. Erzurum-Trabzon transit yolu üzerinde 119-131 kilometreler arasındaki sahada bu granitin muhtelif renkli olanları, çatlak ve damar sistemlerini görmek mümkündür.


Giresun Sivas granitleri
Bu bölgede Üst kretase ye ait formasyonları delen granit ve granodiyoritler yer yer görülmektedir.
Şebinkarahisar civarında ve Giresun şosesi üzerinde 3-4 kilometre çapındaki birçok granit batolitleri göze çarpar. Tamzara ve Gedehor köyleri civarında pembe-kırmızı renkli ve iri feldispat billurlu bir granit biraz daha ilerde Asarcık meckiinde de gri renkli bir granit (granodiyorit) mevcuttur.


Zigana dağı granitleri
Zigana dağının muhtelif yerlerinde granit ve granodiyoritlere rastlanmaktadır. Bunlar Üst Kretase formasyonlarını delmekte ve etrafındaki taşları metamorfizmaya uğratmaktadır. Bunlardan en önemlileri : Acısu, Muzena, Koryana köyleri ve Tortul civarında bulunmaktadır. Bunlar Gümüşhane civarında parke taşları olarak kullanılmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder