25 Ocak 2011 Salı

Bursa turizminde dinler buluşuyor

Osmanlı İmparatorluğunun ilk başkenti Bursa, binlerce yıllık tarihi geçmişiyle birçok medeniyete beşiklik ederken, Müslümanlık, Hıristiyanlık ve Musevilik açısından önemli kabul edilen çok sayıda tarihi yapıyı bünyesinde barındırıyor.


Bursa, önemli dini yapılarıyla inanç turizminde iddialı iller arasında yerini almaya başladı. Kültür ve Turizm İl Müdürü Ahmet Gedik, Bursa’da inanç turizminin giderek artış gösterdiğini, ancak asıl yoğunluğun her dinin kendi inanışı açısından kutsal sayılan günler ve dini bayramlarda yaşandığını söyledi.


Kültür ve Turizm Bakanlığı kayıtlarından derlenen bilgiye göre, Bursa kent merkeziyle İznik ilçesinde bulunan ve inanç turizmi açısından önemli kabul edilen tarihi yapılar, yerli ve yabancıturistlerin öncelikli uğrak yerleri arasında bulunuyor. Bazıları faal, bazıları ise onarıma ihtiyaç duyan bu tarihi yapıların büyük bölümü, cami, türbe, külliye, havra, sinagog, kilise ve mezar kalıntılarından oluşuyor.


BURSA’DAKİ ESERLER:
ULUCAMİ:
1396-1400 yıllarında Yıldırım Bayezıt tarafından, tamamıyla kesme taştan, çok kalın ve yüksek duvarlarla 12 ağır dört köşeli paye üzerine, pandantiflerle yirmi kubbeli olarak yaptırıldı. Çok kubbeli camilerin en klasik ve abidevi bir örneği olan camide, Rumi ve palmetlerle ince işlenmiş küçük geçme panolar, geometrik örnekli korkuluk şebekeleri, ön cephesindeki kitabe ve şebekeli tacı ile minber, Selçuklu üslubundan Osmanlı üslubuna geçişin şaheseri olarak gösteriliyor.
EMİR SULTAN CAMİİ VE TÜRBESİ:
Ünlü bir bilgin olan Emir Sultan, 1391 yılında Bursa’ya gelerek, Yıldırım Bayezıt’ın kızı Hundi Fatma Hatun ile evlendi. Emir Sultan Camii ve türbesi, karısı tarafından II.Murat devrinde yapıldı. Bursa’nın doğusunda Emir Sultan Mezarlığı yanındaki bir tepede bulunan caminin, kuzey yönünde yanlarında iki odabulunan sekiz köşeli bir türbe bulunuyor. Şadırvanlı avlusu ile tek kubbeli cami tipinin güzel bir örneği olan Emir Sultan Camisinin bugünkü şekli, 1804 yılında Sultan III. Selim zamanında yapıldı
MURADİYE KÜLLİYESİ:
Sultan II. Murat tarafından 1424-1426 yılları arasında yaptırılan külliye; cami, medrese, imaret, hamam ve 12 türbeden oluşuyor. Cami, Osmanlı mimarisinde, ilk zamanlarda çok kullanılan yan mekanlı (zaviyeli) camiler türünden olup, mihrap ve minberi 18. yüzyıldan kalma, Barok üslubu taşıyor.
ORHAN CAMİİ VE KÜLLİYESİ:
1339-1340 yıllarında Orhan Bey tarafından yaptırılan külliye, cami, medrese, imaret, mektep, hamam vehan (Emir Hanı) yapılarından oluşuyor. Bursa’daki erken Osmanlı dönemiyapılarının en önemlilerinden Orhan Camisinin yanlardaki ikiz kemerleryapının önemli özellikleri arasında yer alıyor.
HÜDAVENDİGAR CAMİİ VE KÜLLİYESİ:
1366-1385’te Sultan I. Murat (Hüdavendigar) tarafından yaptırılan külliye; cami, medrese, imaret, türbe ve hamamdan oluşuyor. Çekirge semtinde bulunan, Osmanlı mimarisinde bir benzeri daha olmayan iki katlı yapının alt katında cami, üst katında ise medrese bulunuyor. Gösterişli dış minaresi ile bir saray görünümünde olan yapının mimarı bilinmiyor. Hüdavendigar Camisinin karşısında 1389’da I. Kosova Savaşı’nda şehit düşen Sultan I. Murat Hüdavendigar’ın türbesi bulunuyor. Yıldırım Bayezıt tarafından yaptırılan türbenin kitabesi 1722 tarihli görülüyor.
YILDIRIM BAYEZIT KÜLLİYESİ:
1390-1399 tarihleri arasında yapılan ve şehrin doğusunda bulunan külliye; cami, medrese, darüşşifa, türbe, han, hamam, imaret, kasır, mutfak, hizmet odaları ve ahır yapılarındanoluşuyor. Külliyenin ortasında bulunan cami, yan kanatlı camilerin en anıtsal örneklerinden olup, 1399 tarihli bir vakfiyesi bulunuyor. Osmanlı mimarisi, bu cami ile kendine has yapı üslubunu bulmaya başladı. Caminin kuzeydoğusunda kitabesi bulunan tek yapı olan türbe yer alıyor. 1406’da Yıldırım Bayezıt’ın oğlu Süleyman Han tarafından Mimar Ali bin Hüseyin’e yaptırılan türbe, revaklı Osmanlı türbelerininilk örneği olarak biliniyor.
YEŞİL CAMİ:
1419-1420’de Çelebi Sultan Mehmet tarafından yaptırılan caminin süslemeleri, 1424’de II. Murat döneminde yaptırıldı. Süslemede kullanılan yeşil firuze ve çinilerden dolayı Yeşil Cami olarak tanınan caminin mimarı Hacı İvaz Paşa’dır. Mimarisinden çok süslemeleri ile ünlü cami, Bursa’nın en önemli Osmanlı dönemi yapıları arasında yer alıyor.
YEŞİL TÜRBE:
Bursa’nın simgesi olan yapı, Osmanlı türbe mimarisinin en güzel örnekleri arasında yer alıyor. Mermer bir merdivenle çıkılan sekizgen yapıyı, yüksek bir kasnağa oturan kurşun kaplı kubbe örtüyor. Çini süslemeleriyle eşsiz bir yapı olan türbenin,tümüyle çini kaplı mihrabı bir şaheser olarak değerlendiriliyor. Cevizağacından geçme tekniğiyle yapılmış, geometrik motiflerle süslü ve kitabeli kapı, Osmanlı ahşap işçiliğinin en güzel örnekleri arasında sayılıyor.


SİNAGOGLAR
GERUŞ SİNAGOGU:
Arap Şükrü Sokağı’nda bulunan sinegog, XIV. yüzyılsonlarında İspanya’dan sınır dışı edilen ve Osmanlı İmparatoru II. Selim tarafından gönderilen kalyonlara bindirilerek Osmanlı İmparatorluğu’na kabul edilen Musevi topluluğunun Bursa’ya yerleştirilen ilk kafileleri tarafından yaptırıldı. İbranice’de “kovulmuş” anlamına gelen Geruş adının sinagoga verilmiş olması, bu yönden anlam taşıyor. Günümüze son derece sağlam ve bakımlı olarak ulaşan sinegog, Musevi cemaatinin ibadetine açık tutuluyor.
MAYOR SİNAGOGU:
Arap Şükrü Sokağı’ndaki sinegog, İspanya’nın Mayorka adasından XV. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nca kabul edilen ve Bursa’da ikamet eden diğer Musevi kafilelerince inşa edildi, geldikleri adanın adından esinlenerek Mayor adını aldı. İç kısmını süsleyen çok renkli kalem işi motifleri önemli olan sinegogun yapıldığı tarih, XV. yüzyıl olarak biliniyor.
ETZ AHAYIM SİNAGOGU:
Arap Şükrü Sokağı’nda bulunan ve XIV. yüzyılın başlarında yapılan sinagogun adı İbranice’de “Hayat Ağacı” anlamına geliyor. Osmanlı döneminde yapılan ilk sinagog olması nedeniyle önem taşıyor. Bursa’nın fethini gerçekleştiren Orhan Bey zamanında bir ferman çıkarılarak bu sinagogun yapılmasına izin verildi.


İZNİK’TEKİ ESERLER
İZNİK YEŞİL CAMİİ:
Osmanlı mimarisinin İznik’teki en önemli abidevi yapısı olan cami, ilçenin doğusunda Lefke Kapısı’nın yakınındabulunuyor. Çandarlı Hayrettin Paşa tarafından 1378-1398 de yaptırılan caminin, köşe sütunları ile mukarnas nişli, geometrik geçmeler, Rumi ve palmet kabartmalarla süslü sade mermer mihrap, en eski ve devrin engüzel Osmanlı örneği olduğu biliniyor. Selçuklu geleneğine uyan tuğla minare, camiye adını veren, yeşil firuze, sarı ve mor renkli çinilerledikkat çekiyor. İznik Yeşil Cami, Selçuklu mimarisinden doğduğu sezilen Osmanlı üslubuna geçiş yapılarından biri olarak biliniyor.
HACI ÖZBEK CAMİİ:
İznik’te çarşı içinde bulunan ve tarihi en eski kitabeli Osmanlı camisi olan bu cami, 1333’te yapıldı.
ÇANDARLI KARA HALİL İBRAHİM PAŞA TÜRBESİ:
Kılıçaslan caddesi üzerinde bulunan, kerpiç duvarlı ve kakılı türbe örneklerinden olan butürbe, II. Bayezıt döneminde Faik Paşa tarafından yaptırıldı.
ŞEYH KUDBETTİN CAMİİ:
Yeşil cami karşısında, İznik Müzesi’nin yanında, XV. yüzyıl başında yaptırıldı. Kurtuluş Savaşı’nda yıkılan yapının bazı duvar kalıntıları ve mimarisinin bir kısmı günümüze kadarulaştı. Musevilerin simgesi olan 7 mumlu şamdanın işlendiği bir taşın,caminin yapımında kullanılması Müslümanların hoşgörüsüne en güzel örnek olarak gösteriliyor.
AYASOFYA MÜZESİ:
Kentin ortasında, IV. yüzyılda yapılan Bizans Kilisesi, Orhan Gazi zamanında camiye çevrildi. Hıristiyanlarca önem taşıyan 7. Ecumenik Konsül toplantısının yapıldığı yer olan müze, yıkık durumda restorasyon bekliyor.
SENATUS:
Hıristiyanlarca büyük önem taşıyan Konsül toplantılarınınilkinin yapıldığı yer olan Senatus, Konsül sarayı olarak da isimlendiriliyor. Göl kapısı tarafında yer alan eserin kalıntıları gölsuları altında bulunuyor.
HİPOGEUM:
Elbeyli köyü yolunda IV. yüzyılda yapılmış mezar odası, freskleriyle Türkiye’deki en değerli hipoje olarak biliniyor. Kare duvarlarla örülmüş üstü beşik tonozlu mezar odasının batı duvarında kabartma şeklinde iki tavus kuşu bulunuyor. Mezarda bulunan lahit, işlemeleri ve yuvarlak kemerlerle birbirine bağlanmış yivli sütunlarladikkat çekiyor.
3 BÜYÜK DİNE HİTAP EDİYOR
Kültür ve Turizm İl Müdürü Ahmet Gedik, Bursa’da erken Osmanlı dönemi sivil mimari örneklerinin “şaheserleri” bulunduğunu söyledi.


Gedik, özellikle Ulucami’nin İslam dünyasının titizlikle takip ettiği, görmek istediği, Arap alfabesiyle yazılmış “yaşayan bir sergi” niteliğindeki hat sanatının en nadide örneklerine sahip olduğunu, Bursa merkez ile İznik’in 3 büyük dinin önemli eserlerine evsahipliği yaptığını bildirdi.
Gedik, Bursa’da inanç turizminin giderek artış gösterdiğini, ancak asıl yoğunluğun her dinin kendi inanışı açısından kutsal sayılan günler ve dini bayramlarda yaşandığını sözlerine ekledi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder