6 Ocak 2011 Perşembe

Okyanusları Kurtarmalıyız

Hükümetler bu ay Japonya’da düzenlenecek olan Biyolojik Çeşitlilik Konvansiyonu (CBD) toplantısına hazırlanırken, Greenpeace de “Okyanuslar Acil Kurtarma Planı”nı yayımladı.


Greenpeace’den bu konuda şu açıklama yapıldı:


“Rapor, tüm okyanusların %40’ını kapsayacak bir deniz rezervleri ağı oluşturulması için dünya liderlerine bir yol haritası sunuyor. Okyanusları kurtarmak için bu adımın atılması şart.


Okyanus Kurtarma Planı’nın yayımlandığı gün, Okyanuslar Liderliği Konsorsiyumu da on yıl süren “deniz yaşamı popülasyon sayımı”nı tamamlayarak denizin derinliklerinde yaşayan bugüne dek keşfedilmemiş çok sayıda canlıyı ortaya çıkardı.


Bilim insanları, okyanuslardaki yaşamın devamı, balıkçılık alanlarının sağlıklı olması, iklim değişikliği etkilerinin azaltılması ve gelecek nesiller için Dünya’daki yaşamın devam etmesi adına geniş çaplı bir korumanın şart olduğu konusunda uyarıyor.


Eğer okyanuslarımızın sağlıklı olmasını ve insan ve hayvan yaşamına destek olmasını istiyorsak, deniz rezervlerine hemen şimdi ihtiyacımız var” diyor, “Önümüzdeki günlerde gerçekleşecek olan Biyolojik Çeşitlilik Konvansiyonu toplantısı, dünya liderlerine okyanuslarımızı on yıllarca süren aşırı avlanma ve diğer hasarlardan kurtarma şansı tanıyor.


Gezegenimizin %70’ini kaplayan okyanusları kurtarmak için Biyoçeşitlilik Konvansiyonu toplantısındaki liderler somut bir plan geliştirmek ve sağlam bir politik irade göstermek zorundalar. Greenpeace’in sunduğu Acil Okyanus Kurtarma Planı da onlara okyanuslarımızın sağlığını ve geleceğini kurtarmak konusunda yol gösterecektir.


Geçtiğimiz ay, BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon, New York’ta bir araya gelen politikacılara “dünya çapında biyoçeşitlilik kaybını durdurmak için küresel ekonomik kriz sonrasında hazırlanan benzer bir kurtarma paketinin acilen hazırlanması gerektiğini” söylemişti. Greenpeace’in Acil Okyanus Kurtarma Planı tam da bunu yapıyor. Hazırlanan rapor, balıkçılıktan, fosil yakıt çıkarılmasından ve diğer endüstriyel faaliyetlerden uzak bir küresel deniz rezervleri ağı kurulması için yol haritası sunuyor.
Rapor, Greenpeace’in deniz rezervi ilan edilmesi için aktif olarak kampanya yürütmekte olduğu hem uluslararası hem de ülke karasularına ait denizlere odaklanıyor. Bunlar arasında dünya biyoçeşitliliğinin %9′una sahip olan Akdeniz, orkinos stokları açısından zengin olan Pasifik ile hassas ve henüz bozulmamış bir ekosisteme sahip olan Kuzey Buz Denizi ve Antarktika gibi büyük deniz alanları sayılabilir.


Denizel biyoçeşitliliği iyileştiren, balıkçılık alanlarına sayısız fayda sağlayan, gıda güvensizliğini ve yoksulluğu azaltan ve okyanusların iklim değişikliğine direncini artıran deniz rezervleri, denizlerin korunması için en etkili yol.


Dünyada orkinos, kılıçbalığı ve Atlantik kılıçbalığı gibi büyük balıklarının %90’ından fazlası aşırı avlanma sonucu yok olmuş durumda. Endişe verici bir hızda gerçekleşen deniz biyoçeşitliliği kaybını durdurmamız gerekiyor. Nagoya’da gerçekleşecek olan Biyolojik Çeşitlilik Konvansiyonu toplantısı, hemen harekete geçerek 2012’ye dek küresel deniz koruma alanları ve deniz rezervleri ağı oluşturulması yönündeki BM hedefinin gerçekleştirilmesi için bir fırsat. Greenpeace’in Acil Kurtarma Planı ile hükümetler bu konudaki gerekli adımları atıp, okyanusları kurtarabilir.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder