6 Ocak 2011 Perşembe

Koroner Kalp Hastalıkları

Bu hastalığın gerek oluşumunu önlemek, gerekse oluştuktan sonra komplikasyonları ve tekrarlayan klinik olayları azaltmak büyük önem taşımaktadır


ileri yaşta Koroner Kalp Hastalığı (KKH) gelişmiş Batılı ülkelerde ölümün en sık nedenidir. Ülkemizde de durum artık farklı değil. Türkiye genelinde erişkinlerde kalp hastalığı sıklığı Karadeniz ve Marmara bölgelerinde en yüksek oranlardadır.


Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi gelişmiş Batılı ülkelerde KKH’na bağlı ölümlerin sayısı diğer tüm hastalıklar ve kanser ölümlerinin toplamından daha fazladır. Bu nedenle, koroner arter hastalığı gelişiminde etken risk faktörlerini belirlemek amacıyla yoğun epidemiyolojik çalışmalar yapılmıştır.


Bu çalışmalara paralel olarak sürdürülen klinik ve laboratuvar çalışmalar ile aterosklerozun oluşumu aydınlatılmış, koroner kalp hastalığına yol açan endojen ve çevresel faktörler net olarak belirlenmiştir.


Koroner kalp hastalığı için belirlenen bağımsız risk faktörleri şöyle sıralanabilir:


Hiperkolesterolemi
Sigara kullanımı
Hipertansiyon
Diyabet
Aile öyküsü
Yaş (erkekde 45, kadında 55 yaş üzeri)
HDL (Yüksek dansiteli kolesterol) düzeyinin 35 mg/dl altında olması


HDL’nin 60 mg/dl üzerinde olmasının ise koruyucu bir faktör olduğu saptanmıştır.


Koroner kalp hastalığı için en önemli risk faktörlerinden biri hiperkolesterolemidir. LDL (düşük dansiteli lipoprotein) kolesterol ateroskleroz gelişmesinde en önemli katkısı olan lipid fraksiyonudur.


Plazmada LDL kolesterolün artması ile damar cidarında depolanma ve iltihabı hücre yanıtının başladığı günümüzde kabul edilmektedir. Aterom plağındaki LDL (kolesterol plazma ile sürekli dinamik bir değişim içinde olup plağın giderek büyümesini sağlar.


Madem toplumumuz erişkin hayata kolesterol açısından iyi başlıyor, o zaman biz 20′li yaşlardan itibaren iyi bir eğitimle çevresel riskleri azaltır, diyetin olumsuz yönde değişmesini önler ve fizik aktiviteyi artırırsak, uzun dönemde populasyonun riskini düşürebiliriz demektir.


Risk faktörlerinden sigara içimi konusunda, halen sigara içicisi olan ve bırakmış olanları çok fazla ayırmamak gerekmektedir. Çünkü bilindiği gibi, birçok koroner vakası hastalanınca sigara içmeyi bırakmaktadır.


Çalışmalarda 30-59 yaş arası kadınlarda sigara içimi KKH için anlamlı bir risk faktörü olarak ortaya çıkmıştır. 60 yaşından genç erişkin kadınlarda kanda hem kolesterol yüksekliği, hem de diyabet varlığı koroner arter hastalığı için anlamlı bir risk faktörüdür. Erkeklerin çok yaygın olarak kullandığı sigaranın 30 yaşın üzerindekiler için risk bakımından sınırda bir anlam taşıdığı gözlenmiştir.


Diğer bir risk faktörü olan hipertansiyon, özellikle erkeklerde KKH riski açısından ciddi bir anlam taşımaktadır. Hipertansiyonu bulunan erkek koroner arter hastalarında hipertansiyon o birey için 5/8 oranında nedensellik taşımaktadır. Toplumumuzda koroner hastalık için en önemli etkenin gerek erkek gerekse kadında hipertansiyon olduğunu söylemek mümkündür.


Sistolik kan basıncında her 10 mmHg’lık yükselme koroner kalp hastalığı riskini %2 oranında artırmaktadır. Hipertansiyon (140 ve/veya 90 mmHg) çok yaygın bir risk faktörü olup halen 5 milyon erkek ve 6 milyon kadınımızda bulunduğu tahmin edilmektedir.


Koroner kalp hastalığının başlıca etkenlerinden biri olan diyabet, toplum sağlığı açısından artan öneminden ötürü, Amerikan Kalp Birliği tarafından geçen yıllarda yeni olarak majör risk faktörleri arasına resmen alınmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder