14 Şubat 2011 Pazartesi

Ad Aktarması : (Mürsel Mecaz)

Ad Aktarması : (Mürsel Mecaz)
Bir sözü benzetme amacı gütmeden bir başka söz yerine kullanmaktır.
Sözcüklerin yeni anlamlar yüklenmesinde bir etken de ad aktarmasıdır.

 Örnek :
"Sinema" için "beyaz perde"
"seçime katılmak" yerine "sandık başına gitmek"

Ad aktarması şu ilişkiler çerçevesinde kurulabilir :
Sanatçı verilir, yapıtı anlatılır.

Örnek :
Yaşar Kemal'i lise yıllarımda okudum. (Yaşar Kemal'in romanlarını)

İçteki varlık verilir, dışındaki anlatılır ya da dıştaki varlık verilir içindeki anlatılır.

Örnek : Haberi duyunca bütün ev ayağa kalktı. (Evin içindeki insanlar)
Ayağını çıkarmadan içeri girme. (Ayakkabını)

Parça verilir, bütün anlatılır ya da bütün verilir, parça anlatılır.

Örnek :
Bu acılı haberi ona hangi dil söyleyebilir? (İnsan)
Gemi Mersin'e yanaştı. (Mersin Limanı)

Bir yer adı verilir, o yerde yaşayan insanlar anlatılır.

Örnek :
Bütün köy meydanda toplandı. (köy halkı)
Erzurum, Mustafa Kemal'e kucak açtı. (Erzurum Halkı)

Bir yön adı verilir, o yöndeki bölgeler ya da ülkeler anlatılmak istenir.

Örnek :
Batı bu duruma müdahale etmedi. (Batı ülkeleri)

Bir eşya adı verilir, onu kullananlar anlatılmak istenir.

Örnek :
Koştu, yokuş aşağı bir şapka. (İnsan)

Soyut bir ad verilip, somut bir varlık anlatılır.

Örnek :
Bu sonucu Türk gençliğine armağan ediyorum. (Genç insanlar)
Gurbet çeken gönüller kuşatmıştı ocağı. (insanlar)

Sonuç verilir, bunun nedeni kastedilir.

Örnek :
Gökten sicim gibi bereket yağıyor. (bereket, sonuçtur, nedeni yağmur anlatılmıştır)

Kinaye (Dolaylı Söz Söyleme) : Sözcüklerin çok anlamlı olarak kullanılmasında kinayenin de büyük bir önemi vardır. Kinaye bir sözün hem gerçek hem de mecaz anlamını düşündürecek bir biçimde kullanılmasıdır. Kinayede gerçek anlam verilir, mecaz anlam kastedilir.

Örnek :
Bu çocuğun elinden tutsan ne kaybedersin?
Bulmadım dünyada gönüle mekan
Nerde gül bitse etrafı diken
Şu karşıma göğüs geren
Taş bağırlı dağlar mısın?

Tariz (Taşlama) : Bir kimseyi iğnelemek, onunla alay etmek amacıyla bir sözü gerçek anlamının tam karşıtı bir anlamda kullanmaktır.

Örnek :
Randevuna sadıkmışsın, beklemekten kök saldık.
O kadar çok konuştu ki söylediklerinden hiçbir şey anlamadık.
Biraz daha hızlı yürürsen karıncalar bile bizi geçecek.

Teşhis - İntak (Kişileştirme - Konuşturma) :
İnsana özgü nitelikleri insan dışındaki varlıklara aktarmaya kişileştirme denirken, bu varlıkların insan gibi konuşturulmasına da konuşturma denir.

Örnek :
Güneş ışığında yağmurunu döken bulutlar sanki gülüyordu. (Teşhis)
Ufukta günün boynu büküldü. (Teşhis)
Dal, bir gün dedi ki tomurcuğuna :
Tenimde bir yara işler gibisin. (İntak

DEYİM AKTARMASI

1. İnsana Özgü Kavramların Doğaya Aktarılması:

Örnek: Ovadaki bütün çiçekler el ele tutuşmuş,

hep bir ağızdan şarkı söylüyorlardı

2. Doğaya Özgü Kavramların İnsana Aktarılması

Örnek: Kalbim yırtılıyor her nefesimde.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder